Referans-İbraname Ayrıntılı Olmalı ve Hizmetleri çakışanlara müjde

24 Şubat 2006















ALİ TEZEL   
   









İbraname ayrıntılı olmalı





24.02.2006  /  Ali Tezel  /  Haber







Yazara e-mail gönder Arkadaşıma gönder Sayfayı yazdır
  
   



Ali bey, bir işçimizi işten çıkardık ve tüm tazminat ve alacaklarını da ödeyip, kendisinden hiçbir alacağım kalmamıştır şeklinde ibranamede aldık. Ancak, şimdi bizi dava etmiş ve alacaklarının ödenmediğini iddia ediyor. Aldığımız ibranamenin önemi yok mu? Kader Koza


****


Sayın okurum, ibraname uygulaması Yargıtay kararlarıyla yön bulmuş ve özel şekilde düzenlenmemiştir. Bu nedenle de Yargıtay kararlarının önemi fazladır. Genel olarak Yargıtay uygulamasında, ibranamelerin iş sırasında alınmamış, boş kağıda imzalanmamış ve ibraname ile ödenen kalemlerin ayrıntılı olarak yazıldığı belgelere itibar edilmektedir. Ödenen rakamın ayrıntılı olarak yazılmadığı, genel bir ifade ile şu kadar rakam olan bütün alacaklarımı aldım gibi ibareleri içeren ibranameleri geçerli kabul etmiyor. Ancak bu ibranamede ödendiği-alındığı belirtilen rakam için makbuz kabul ediyor.


Konuyla alakalı bir Yargıtay kararını da sizin için yayınlıyorum. 


 


T.C. YARGITAY 9.Hukuk Dairesi


         YARGITAY İLAMI


ESAS NO         :2005/13634


KARAR NO       :2005/39085


MAHKEMESİ:Kemer/Antalya Asliye Hukuk Hakimliği (İş)


TARİHİ :26.11.2004


NO                   :369/635


DAVA               :Davacı,ihbar tazminatı, fazla çalışma, ücret, yıllık izin ve tatil ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.


Yerel mahkeme, isteği reddetmiştir.


Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


 


YARGITAY KARARI


Davacı dava dilekçesinde iş akdinin haklı bir neden olmadan feshedildiğini iddia ederek ihbar tazminatı ile bazı işçilik haklarının tahsilini talep etmiştir.


Davalı işveren ise davacının ibraname verdiğini hiçbir alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.


Mahkemece savunma yerinde görülerek davacının ibraname verdiği belirterek davanın reddine karar vermiştir.


Dosyada mübrez ibranamede davacının ihbar tazminatı fazla çalışma maaş alacağı vs. bazı işçilik haklarının ödendiği belirtilmiş ayrıca ödenen miktar toplam olarak gösterilmiştir. Bu durumda davacının talep ettiği alacaklar ile ibranamedeki belirtilen alacaklar karşılaştırılmak suretiyle aynı olup olmadıkları tespit edilmeli; ibranamede yer almayan talepler hakkında bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. İbranamede belirtilen alacaklar hakkında ise bilirkişi incelemesi yaptırılmalı bulunan miktarlar ibranamede belirtilen miktarı aşması halinde istekle bağlılık kuralı göz önünde bulundurularak fark alacakların hüküm altına alınması gerekir. Eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.


 


SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.12.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.


Hizmetleri çakışanlara müjde


Özellikle, SSK ve Bağ-Kur arasında yaşanan en önemli sorun olan hizmetlerin iptali konusunda TBMM önemli bir kanunu genel kuruldan geçirdi. Kamuoyunda prim affı kanunu diye de bilinen, “Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” Çarşamba günü 22.02.2006 günü TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Kanunun 16’ıncı maddesi gereğince;


MADDE 16– 8.6.1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı Kanunlardan birine tabi sigortalı iken, aynı sürede bir diğer sosyal güvenlik kurumuna adına prim ödediği anlaşılan sigortalılardan, yersiz tahsil edilen prim asılları, sigortalı yada sahiplerinin talebi, T.C. Emekli Sandığı bakımından ayrıca kurumların da talebi halinde işsizlik sigortası primi hariç olmak üzere hizmetlerin çakıştığı sürede prim borcu aslına mahsup edilmek üzere en geç 6 ay içinde tabi olması gereken sosyal güvenlik kurumuna devredilir. Çakışan hizmet süresine ilişkin devredilen miktarın prim borcu aslını karşılamaması halinde, bakiye prim borcuyla ilgili kanun hükümlerine göre sigortalıdan veya 5434 sayılı Kanuna tabi kurumdan tahsil edilir. Sosyal sigorta kanunlarındaki sigortalılığın tespiti ile hizmetlerin birleştirilmesine ait hükümler saklıdır.


Bu nitelikte olup bu Kanunun yürürlük tarihine kadar çalışan hizmet
süreleri sosyal güvenlik kurumlarınca iptal edilmemiş olan sigortalılar da bu hükümden yararlandırılır.


Bu madde ile daha önceleri bir çok kişinin başına gelmiş ve mağduriyetlere son verilmiştir. Sosyal güvenliğin zorunluluk ilkesi ile sosyal güvenliğin tekliği ilkeleri gereğince, Bağ-Kur’a prim ödemesi gerektiği halde uzun
süre SSK’ya prim ödeyen veya SSK’ya prim ödemesi gerekirken
Bağ-Kur’a prim ödeyen kişilere prim ödediği Kurum ödediği primleri
faizsiz olarak geri veriyordu, prim ödemesi gereken kurum ise faizli
olarak primleri talep ediyordu.


Enflasyonun yüksek olduğu ülkemizde bu durum 10 milyarları aşan zararlara ve mağduriyetlere yol açıyordu. TBMM tarafından yapılan düzenleme, Cumhurbaşkanı tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanınca yürürlüğe girecektir.