SOSYAL GÜVENLİK SORU VE SORUNLARI YÖN MÜ DEĞİŞTİRDİ

30 Mayıs 2024

Yer altı kaynakları veya teknolojik gücü çok fazla olan bir ülke olsak elde edilen gelirden sadece emekliye değil herkese eşit pay versek isteyen çalışsa isteyen asgari bir geçim gücüne sahip olsa prim ödemesek, emekli olmasak ama her zaman devletin gücü yanımızda olsa ne kadar  iyi değil mi.

Şimdilerde bizim için sadece ütopya olan bu beklentiyi gerçekleştiren ülkeler var elbette.

Bizde özellikle serbest çalışan ve şirket sahipleri için emeklilik iki kazançtan oluşuyor. Bunlardan ilki aylık ikincisi ise prim ödemekten kurtulmak ikisini topladık mı en az tutardan asgari ücretin neti kadar bir tutar karşımıza çıkıyor.

EYT öncesi nasıl olur emekli olurum telaşına kapılmış kişilerin % 90 ı emekli oldu neredeyse kalan % 1o luk kesimde  emekli olmak istemeyenler, istese de emekli olmayanlardan oluşuyor.

Devrim nitelikli uygulamalar her zaman her zaman gerçekleşmez. Örneğin önceki depremlerde ölümlerde aylık koşullarının bir benzeri son depremzedelere verilmedi.

1987 yılında çıraklara tanınan borçlanma hakkı da bir daha öncesi kısa vadeli tescili olanlara verilmedi.

EYT fırtınasından önce sosyal güvenlikte soru ve sorunlar  yoğundu. Mesela vergi indirim belgeleri 11 aylık bir zaman dilimine varan geciken süreçte alınabiliyordu. Şimdi 1 ayda alınıp bitiyor.

Doğrudan emeklilik varsa diğer yolları kimse seçmiyor. Yahut çok az kişi başvuruyor.

EYT grupları gün geldi siyasi baskı grubu oluşturdu, 23 senelik sosyal güvenlik reformu berhava oldu EYT geldi, Reis yeniden seçildi. Yerel seçimlere gelindiğinde hayat pahalılığına rağmen emekliler olandan, olması gerekenden daha çoğunu zam olarak alamadı. Belki üç milyon oy böyle sandığa yansıdı. Emekli almak istiyor ama siyaset vermiyordu.

Hayat pahalılaştı emekli aylığı ile geçinilemez oldu, Temmuz zamlarıyla  biraz desteklenseler de gerçek  enflasyon faiz azalmadıkça emekliye hatta tüm emek kesimi aldıklarını enflasyona vermek zorundalar.

İmkanlar fedakarlığı gerektirse de  ben emekliye emekçiye zam kadar yüksek faize enflasyona  hayır demeyi seçiyorum. Pat diye olmasa da durmalı duraksamalıyız. Mahalli seçimler öncesi ekonominin sakinleşeceği beklentisi alışkanlık beklenti olmasına rağmen bu seçimde karşılık bulmadı. Başka bir şeyler var belki Küresel Ekonominin ve siyasetin çarklarına kapılmamak için belki de daha değişik davranıyoruz. Yaşayıp göreceğiz elbet.

Sosyal güvenik soru ve sorunları artık kendini emekli maaşının azlığı olarak hissettiriyor.

Söylenecek çok şey var elbet

Enflasyona yüksek faize hayır,

Emekliye ve Emekçiye asgari hayat standardını karşılayacak kadar tedrici olarak daha çok verilsin

Sosyal Güvenlik Aylık Kuralları Değişsin Nasıl Mı ?

10 sene Memur, 10 sene Serbest Çalışmış ve 10 senede SSK lı çalışmış biri olsun, aylık en son en 7 yılda nerede çalıştın sigortalısın olun kuralına göre ödeniyor. Bu kural yıllar önce kondu (2829 sayılı Kanun) o zaman hesap kitap, iletişim yoktu, manueldi defter kaydı idi. Şimdi herşey var bir tıka bakıyor aylık hesaplama o halde herkese geçirdiği hizmete oranlı geçirdiği statüde aylık bağlansın birleştirilsin nasıl mı Toplam 30 yıl hizmet kabul edelim 10 yılı memur emeklisi, 10 yılı Bağ-Kur emeklisi 10 yılıda SSK da geçmişti ya örneğin her birinin emeklisi gibi hesap yapılıp geçen statünün gün sayısına bölünsün orantılı aylık birleştirilip tek bir aylık olsun.

İsterseniz nasıl ki 01.10.2008 sonrası için tek bir aylık sistemi var, 01.10.2008 öncesi içinde tek bir aylık sistemi yapın örneğin SSK (506 dönemi gibi olsun) ister memur ister Bağ-Kur lu tek bir tip aylık hesabı yapalım. Zira asgari aylıklar hak edilen aylıklardan genelde fazla iken bu yöntemde yerleştirilebilir tabi yasal değişiklikler ile.

Taşınmaz hukukunda sahipsiz yeri 20 yıl kullanan malik olup, gider dava açar tapusunu da alır. Ama Sosyal Güvenlikte 30 sene önceki hizmeti iptal edip, yatırdığınız borçlanmayı değiştirip aylığınızı kesebiliyorlar. Yıllarca işlem yapmayan Kurum gün gelip işlem yapıveriyor. Öncelikle primi ödenmiş hiç bir geçmiş dönem hizmeti sahte işyeri, ffiili olmayan işyeri gibi nedenler ile iptal edilememeli, diyelim ki o kadar da değil dediniz bunun bir sınırı olmalı mesela Kurum 5 yıldan eski işlemleri denetleyememeli, iptal edememeli, Kurumun 5 yıl içinde iptal etmediği işlemi iptal yetkisi sınırlandırılmalı kaldırılmalıdır.

Bir kız çocuğu, kocası,babası, anası oğlu ölen 2,3,4 yerden aylık alamamalıdır. Bazılarına vermezken bazılarını abat etmekten vazgeçmeli bunu kademeli bir şekilde uyumlu ve yararlı bir şekilde yapmalıyız. (Konu daha önceki mükerrer işlenmiştir)  .

Çalışan kesim olarak sigortasız, kayıtsız ve gerçek ücrete dayalı olmayan çalışmadan vazgeçmediğimize göre SGK işyerlerinde denetimleri artırmalı yerinde denetim diğital imkanlar ile uzaktan ve masadan denetime dönüşmelidir.  Çalışan sayısı belirli bir sayıyı geçen işyerlerine kamera sistemi kurma zorunluluğu getirilip SGK yetkililerine uzaktan erişimle çalışanları Kuruma bildirilecek resimli bildirgeler ile eşleştirme, bildirimsiz çalışanları kaydetme, yerinde denetimle eşleştirme imkanı verilmelidir. Akşam ve gece yoğunluğu olan hizmet sektörlerinin çalışma saatleri gündüz ile örtüşmediğinden mesai örtüşmeyen işyerleri daha özel denetlenebilmeldir. Uzaktan çalışmanın denetlenebilir  olmasının getirdiği sorunlar ile başetmenin yolları aranmalıdır.

Tasarruf tedbirleri nedeni ile servissiz kalan kamu çalışnalarına yol parası olarak destek olmanın bir yolu ortaya konulmalıdır.

Sosyal güvenlik uygulamasında nasıl ederiz Kurumu zarardan kurtarırız düşüncesi ile sigortalının hakları daraltılmamalı yerleşik uygulamalar iki de bir değiştirilmemelidir. Bunun son can yakıcı örneği Yurt dışı borçlanmalardır. Dolar ile borçlanırken TL oldu 3,5 dolar yerine % 32 oranı geldi, herkes yurt dışı statüsüne göre borçlandı, ev kadını Bağ-Kur lu çalışan SSK lı sayıldı, Özellikle sosyal güvenlik sözleşmesi olan ülkelerde çalışma ile ülkemiz çalışması arasındaki ne fark vardı 11 sene uygulanan sistemden bir anda vazgeçilerek 2019 yılında herkes Bağ-Kur (4/1-b) sigortalısı yapıldı bunu anlamak hiç mümkün değil. Borçlanma oranının % 32 den daha yukarı çıkarılmasını anlamak mümkün çok denebilir Ama sadece yurt dışı borçlanmada çeşit çeşit sistem kurmak hiç mantıklı gelmiyor bana.

Şimdi gelelim toptan ödemeye biz biz olalım toptan ödemenin önünü açalım. Almanya da çalışan işçimiz Almanya SGK sından primi alıp ülkemize döndü mü  artık orada bir hakkı kalmıyor. Dünyadan milyonlarca insanı ülkesine toplamış Alman işi biliyorsa bizde öğrenmeliyiz. Nasıl mı yabancı uyruklulardan Türkiye’de sigortalı olanlar özellikle ev hizmetlerinde çalışanlar, turizm de çalışan, ülkeden giden Suriyeli’ler Afgan’lar giderken SGK ya kendi yatırdıkları primi alıp gidebilsinler emekli yaşını beklemeden alabilsinler aksi takdirde üç beş yıla kalmaz Kırgız’a, Özbek’e, Moldavya’lıya, Rus’a Suriye’liye, Afgan’a  bir çok millete çalışan ölünce eşine kızına oğluna anna babasına aylık bağlatmak için sektör oluşacak, Ülkemizde denetimi zorken  yabancı eşin başkası ile birlikte yaşadığını nasıl ispat edeceğiz, ölüm aylıkları 900 gün veya 5 yıl ile elde edilebildiğine göre ille de yabancı uyruklulara yaşlılık toptan ödemesinin geri dönülmez bir şekilde önünü açmalıyız.

Sosyal güvenlik değerli zira çalışırken bizim için ödenen ücretin, aldığımızın yarısı kadar prim yatıyor  azı bizden çoğu işveren kesesinden, ama yatanla emeklilik finans oluyor. Yoksa ilk cümleye dönelim devlet güçlü olsun hepimize ödesin isteyen çalışsın isteyen kişisel gelişim yapsın dinlensin eğlensin gerçekliğe ayağımıza basmalıyız. İstemek kolay kaynak ve çözüm ise zor olan şeyler.

Yeni dönem gazan mübarek olsun Sosyal Güvenliğim.