ÇALIŞANLARIN SÖZCÜ’SÜ
Emekliliğini Hak Etmiş Olanlar 1 Ekim 2008’den Hemen Önce Emekli Olsun mu? (4)
1 Ekim 2008 tarihi itibariyle aylığı 800 YTL olarak hesaplanan bir sigortalıyla ilişkin olarak önümüzdeki yıllarda TÜFE ve yıllık büyüme hızının yüzde 10’ar olacağı varsayımına dayalı bir hesaplama yapılırsa;
| Emekli olmayıp çalışırsanız |
| |||
Tarihler | Sistem | Sistem | Fark (YTL) | 1 Ekim 2008’de | |
2008 Ekim | 800 | 800 | 0 | 800 | |
2009 Ekim | 968 | 906,40 | 61,60 | 880 | |
2010 Ekim | 1.171,28 | 1.026,95 | 144,33 | 968 | |
2011 Ekim | 1.417,25 | 1.163,53 | 253,72 | 1.064,80 | |
2012 Ekim | 1.714,87 | 1.318,28 | 396,59 | 1.171,28 |
Tablodan da görüleceği üzere bağlanmamış aylıklarda TÜFE+yüzde 100 büyüme hızlı artış yerine TÜFE+yüzde 30 büyüme hızı artışını öngören sistem bağlanan aylıklara da sadece TÜFE kadar artış öngördüğü için emekli olmadığı sürece azaltılmış büyüme hızından yararlanacak, emekli olursa bu kez de bağlanan aylıklar büyüme hızının tamamından istifade edemediğinizden bu da ayrı bir çekinceye yol açacak. Örnekten görüleceği üzere aylık bağlatmayıp çalışırsa ortalama aylığı SSGSS Yasası öncesine göre düşük kalırken, aylık bağlatması durumunda da büyüme hızından hiç yararlanmadığı için ortalama aylığı giderek daha düşük kalacaktır.
Yani emekli olup aylık bağlatırsanız sonraki yılların büyüme hızından yararlanamayacak, ama çalışmanız halinde normal ücretinize ilaveten emekli aylığı alabileceksiniz. Aylık bağlatmayıp beklerseniz büyüme hızlarının yüzde 30’undan yararlanabilecek ama buna karşın emekli aylığını hak ettiğiniz tarihten aylık bağlanmasına kadar olan süreçte emekli aylıklarından da yararlanmamış olacaksınız.
Tam ‘yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal’ durumu söz konusu olduğu ve aylık bağlanmasına etki eden çok sayıda faktör olduğu için herkesin durumunda uygulanmak üzere genel geçer bir kural olarak “1 Ekim’den önce veya hemen sonra emekli olursanız iyi olur ya da çalışmaya devam etseniz iyi olur demek” mümkün değil.
Yüksek ortalama kazanca sahip olanlar için çalışmaya devam etmelerinde bağlanacak emekli aylıkları için bir sakınca olmadığını, ortalama kazancı vasat veya düşük olanlar için çalışmaya devam etmelerindense emekli olmalarında aylık almaya daha önce başlayacaklarından yarar bulunabileceğini belirtmiş olalım.
Memur aylıkları ne olacak?
Memur emekli aylıkları ise Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda korumaya alınmış olduğundan 1 Ekim’den önce çalışmaya başlamış bulunanlar için bugüne kadar nasıl bağlanıyorsa 1 Ekim’den sonra da aynı biçimde bağlanacak. Bu nedenle bugünün memurları için herhangi bir emekli aylığı kaybı söz konusu değil. Çalışmaya devam etmek isteyen memur 40 yıllık hizmetini tamamlayıncaya kadar emekli aylığını artırmaya devam edebilir. Memurların aylık bağlama sistemi 1 Ekim 2008 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olacakları kapsıyor.
-Bitti-
İŞVERENLER İÇİN ÇALIŞMA HAYATI
Birden Fazla İşyerinde Çalışan Öğretmenin Ek Ders Ücreti Prime Tabi midir?
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 77 nci maddesine göre, sigortalıların o ay için hak ettikleri ücretlerin prim matrahına dahil edileceği açıktır.
Sigortalılarla işverenlerin bir ay içinde ödeyecekleri primlerin hesabında:
a) Sigortalıların o ay içinde hak ettikleri ücretlerin,
b) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara o ay içinde ödenenlerin,
c) İdare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince (a) ve (b) fıkralarında yazılı kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin,
brüt toplamının esas alınması gerekmektedir.
Sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmak suretiyle bu toplama girme konusunda, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, ayni yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları istisna tutulmuştur. Bu sayılanların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemelerin prime tabi tutulması gerekmektedir.
Bu bağlamda özel dershane öğretmenlerine ödenen “Ek ders ücreti” 506 Sayılı Yasanın 77. maddesinin II. bendinde sayılan istisnai ödemeler dışında kaldığından “Sigortalıların o ay için hak ettikleri ücretler” kapsamına girmesi ve dolayısıyla sigorta primine tabi tutulması gerekiyor.
Zira ilgili kanun maddesinde sigorta primine esas kazançta dikkate alınmayacak unsurlar sayılı ve sınırlı biçimde sayıldığı açık bulunmaktadır.
506 sayılı Kanunun 77 nci maddesi son fıkrasında, birden çok işverenin işinde çalışan sigortalılar için, her işverenin işyeri yönünden aylık ve günlük kazançlarını ayrı ayrı nazara alınacağı primlerin birbirinden bağımsız olarak hesaplanacağı hükme bağlanmış bulunuyor.
Her işveren 506 sayılı Kanunun 78 inci maddesinde belirtilen alt ve üst sınır prime esas kazançları göz önünde bulundurmak suretiyle belgelerini vermek zorunda bulunmaktadır. Şu kadar ki sigortalı, kendisi için birden fazla işyerlerinden bildirilen aylık kazanç tutarlarının toplamının sigorta primine esas üst sınır (Asgari ücretin altı buçuk katı) üzerinde bulunan kısmına ait fazla ve yersiz olarak ödenmiş primlerin kendi hissesine düşen payını isteme hakkına sahip bulunuyor.