ALİ TEZEL

Sözcü Gazetesi: Vefat Edenlerin KEY’inde Ana Referans: Veraset İlamı – Geçerli Nedenle Fesihte Somut Gereklilik: Performans Ölçüt ve Formları

ÇALIŞANLARIN SÖZCÜ’SÜ


Vefat Edenlerin KEY’inde Ana Referans: Veraset İlamı


Babam 11.11.1999 tarihinde, annem de ondan bir gün önce vefat etti. Babam vefatından önce çalışıyordu. Benden başka babamdan dolayı maaş alan yok. KEY ödemelerinden yararlanabilir miyim? Meral KILIÇ


 


Sayın Okurum,


Tıpkı babanız gibi bir çok KEY ödemesi hak sahibi KEY’lerin ödeneceği günü görmeden belki ödeneceğine ilişkin umutlarını da yitirip bu dünyadan göçüp gitti. Bu nedenle bugün bir çok KEY sahibinin bu haklarını yasal mirasçıları alacak.


Her ne kadar o dönem aylıklardan kesiliyormuş gibi görünen KEY’leri devlet aylığa katkı şeklinde ilave etmiş, sonra da kesinti sütununda havuza almış ise de resmi olarak ve kamuoyunca KEY kesintileri olarak ifade edile geliyor.


En son 28.07.2008 tarihinde ödenmeye başlanacağı ilan edilen KEY ödemelerinden yararlanmanızın babanızdan dolayı bağlanan yetim aylığıyla bir ilgisi bulunmuyor. Aylık alıyor olmasaydınız bile KEY alma hakkınız olurdu. Zira KEY ödemesi yapılacak hak sahiplerinden vefat edenlerin ödemelerinde referans veraset ilamı olacak. Bu bakımdan veraset ilamını çıkartmadıysanız şimdiden çıkartın, babanızın varisleri resmen ortaya çıksın. Varisi kim veya kimlerse onlar KEY ödemelerini veraset ilamındaki hisseleri oranında alabilecekler.


 


Hak sahibi olmanız için öncelikle;



 


koşullarını sağlamanız gerekiyor. Bu şartları sağlamanız durumunda babanızdan dolayı KEY hak sahibiniz demektir. Şu an babanızdan dolayı aylık almıyor olsa bile varsa diğer kardeşleriniz de hak sahibi olacaklar. www.keyodemeleri.com sitesinde KEY listelerinin yayımlanması durumunda babanızın hak sahibi olup olmadığını merhum babanızın vatandaşlık numarası aracılığıyla arayabilirsiniz. Bu bakımdan babanızın vatandaşlık numarasını şimdiden öğrenmenizde yarar var. KEY ödemelerinin başladığı duyurulunca da babanızın  vefatı üzerine çıkarttığınız Veraset İlamı ve vukuatlı nüfus kayıt örneği ile bankaya başvurabilirsiniz.


 


Okur Sorularına Kısa Cevaplar


Behçet ERDOĞDU – 27.10.1962 doğumlu, 15.08.1979 ilk sigortalılık girişli, 04.03.1999 – 31.12.2004 arasında Bağ-Kur sigortalısı olan ve bin 84 günü 2005 ve sonrasına ait olmak üzere 5 bin 772 SSK günü olan bir sigortalı olarak SSK’dan emekliliğiniz için son yedi yıl hesabını SSK’lı hizmetleriniz lehine getirmek amacıyla 5 ay 26 gün daha (176 gün) daha SSK’ya prim ödemeye devam etmektir. Ara vermeden primlerinizi öderseniz 26 Kasım 2008 tarihinde emeklilik dilekçenizi verebilirsiniz.


H.Mahir MERGEN – SSK emeklilerinin kullandığı ilaçların ücreti aylıklarından kesiliyor. Burada esas ilacın sisteme işlendiği ayı izleyen ayda ödenen aylıktan kesilmesidir. Ayın 26 sında aylık alıyorsanız 28.06.2008 tarihinde aldığı ilacın bedeli 26.07.2008 tarihindeki aylığınızdan kesilmesi gerekir.


Göksel GEMİCİ – 1978 – 1987 tarihleri arasında 3 bin 240 gün Emekli Sandığı iştirakçisi, 23.03.1989 – 30.10.1999 tarihleri arasında 939 gün SSK sigortalısı olan kadın sigortalı yakınınız 1988’den itibaren SSK’ya 321 gün daha fazla prim ödemiş olsa idi 50 yaşını doldurduğu 24.06.2005 tarihinde SSK’dan yaştan emekliliğe hak kazanacaktı. Halen de bu yol açık olduğundan 321 gün daha prim ödeyerek emekli olabilir. Ancak bin 80 günden az SSK primi olduğundan çalışarak bu primi ödeyebilir. 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren bin 80 gün şartı kalkıyor ise de o tarihten sonra isteğe bağlı sigortalılık Bağ-Kur kapsamında sayılacağından yine çalışarak SSK’ya (Yeni adıyla 4/a sigortalılığından) prim ödemeye devam etmek zorunda. Yakınınız Emekli Sandığı’na tabi toplam hizmet süresi 5 yılla 10 yıl arasında olup, görevinden ayıldığı tarihten itibaren beş yıllık süre içerisinde diğer sosyal güvenlik kuruluşlarında çalışması bulunduğu için  hizmet ihyası gerekmiyor.



İŞVERENLER İÇİN ÇALIŞMA HAYATI


Geçerli Nedenle Fesihte Somut Gereklilik: Performans Ölçüt ve Formları


 


Kriterlerin çalışanın görev tanımına uygun niteliği, davranışları ve sonuçta ulaşması gereken hedefi konu alması, buna yönelik olarak somut ve objektif olarak ortaya konmuş olması ve bu istikamette performans değerlendirme formlarının hazırlanması gerekiyor. İşyerinin, işverenin kurumsal hedefleri yönünde nesnel ve somut unsurlar ekseninde bir Performans Değerlendirme Sistemi geliştirilmesi ve uygulanması gerekiyor.


 


Performans Değerlendirme Kriterlerinin



 


ve tüm bunların o iş yerine özgü olarak saptanarak uygulamaya tedricen konmuş olması önem arz ediyor.


 


Performans kriterleri, işverenin gereksinimleri ve işyerinde yapılan işler dikkate alınarak, beyaz ve mavi yakalıya ayrı ayrı olmak üzere iş yeri yönetimince belirlenmelidir. İşçinin verimsizliği nedeniyle fesih davalarında, mahkeme iş yeri yönetimince belirlenmelidir. İşçinin verimsizliği nedeniyle fesih davalarında, mahkeme iş yeri yönetimince belirlenen bu kriterlere isabetli olup olmadığı yönünde değil, kriterlerin gerçekleşip, gerçekleşmediği yönünde bir inceleme yapabilecektir.


 


Her sektörün, iş dalının, iş yerinin, işin, mavi ve beyaz yakalının farklı değerlendirme kriterleri olacağı göz önünde bulundurularak, fesih davalarında iş yerinin bir iş için belirlediği ortalama performans değeri dikkate alınmalıdır. İş Güvencesi uygulanan Avrupa ülkelerinde de işçinin verimsizliği nedeniyle açılan fesih davalarında işyerinin  ‘performans standardı’  veya  ‘ortalaması’ göz önünde bulundurularak mahkemece karar alınmaktadır.


 


İşçinin performansının ne şekilde düşük olduğunun, daha sonraki süreçte kendisinden ne beklendiğinin, beklenen iş miktar ve niteliği ile kişisel gelişim hedeflerinin neler olacağının açıklanmış olması gerekiyor. Yani işçiye kendisinden nelerin beklendiğinin bildirilmiş olması gerekiyor ki hangi durumda ne ile karşılaşacağının bilincinde olsun. Bunun yanında yılsonu performans sonuçlarının değerlendirilmiş ve işçiye tebliğ edilmiş olması gerekiyor.


 


İşçinin davranışından da kaynaklansa, işçinin yetenekçe yetersizliğinden de kaynaklansa fesih öncesi işçinin iş açısından kendini toparlamasına fırsat verilmiş olmalı ve bu durum da ihtar ile belgelendirilmiş olmalı. İşin genel işleyişini veya işin icrasını olumsuz yönde etkilediği konusunda işçiye bir uyarı anlamına gelen ihtar işçinin verimsizliği halinde de, hatalı davranışı nedeniyle de verilmiş olabilir. İhtar, işçinin durumunu yeniden gözden geçirmesi, hatalı tutum ve davranışını yinelememesi  konusunda işçiye yeni bir şans verildiği anlamına da geldiğinden iş akdi fesihle sonuçlanmış personelin sicil dosyasında mutlaka bulunması gerekli bir belge olmaktadır.


 


Bütün bunların sonucunda, yaptığı iş için gerekli olan kişisel özeliklere sahip ve mesleki bilgilerle donanımlı; yani mesleki yetenek ve uygunluk açıdan aranan niteliklere sahip olan bir işçinin, daha önce kendisine hatırlatılmış olmasına rağmen, aynı veya benzer işi görenlerden ortalama olarak daha az verimli çalışmalarını sürdürmesi, işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedenini ancak o zaman oluşturduğu kabul ediliyor.


 

Exit mobile version