Toplu Ödemeyle Hizmet Kazanılmasında veya Vazgeçilmesinde Esaslar

16 Haziran 2019

Ülkemizde sosyal güvenlik sistemi zorunluluk esasına dayanıyor. Yani kişinin sigortalı olup olmaması onun iradesine bırakılan bir husus değil. Sigortalı olunan süreç boyunca ise sosyal güvenlik sistemi, kişilerden alınan primleri kısa veya uzun vadede karşılaşabilecekleri malüllük, yaşlılık ve ölüm halleri gibi risklere karşı yapılacak ödemelerin finansmanında kullanıyor. Farklı bir anlatımla, sosyal güvenlik sistemi risklere karşı sigortalıları güvence altına almayı amaçlarken bu bağlamda kişiye ve hak sahiplerine belli şartlarda aylık bağlıyor.

Öte yandan hayatın zorunlu olguları gereği çalışma hayatının dışında kalınması, prim ödenmesinin kesintiye uğramasına bu da sosyal yardımlardan yoksun kalınmasına yol açıyor. Bu kesintiler zaman zaman sigortalı açısından emekliliğin gecikmesine veya emekli aylığının olumsuz etkilenmesine neden olabiliyor.

Ayrıca yurtdışında çalışan erkek vatandaşlarımızla, yurtdışında çalışan veya ikamet eden kadın vatandaşlarımız bu sürelerini toplu olarak ödeyebiliyorlar. Ama bu yazımızın konusu yurt içi hizmet borçlanmaları olacak.

Toplu Ödemeyle Kim Nasıl Hizmet Kazanıyor?

Kişilerin yeterli prim gün sayılarına ulaşamaması nedeniyle emekli olamamaları karşısında topluca ödeme yaparak emekli olması haliyle giderek önem kazanıyor. Ancak ne yazık ki bahsettiğimiz toptan ödemeyle emekli olmak her hal ve şartta yararlanılabilen bir olgu değil. Nitekim 5510 Sayılı Kanununun 41 inci maddesinde kimlerin hangi hallerde kuruma toplu prim ödeme yaparak borçlanabileceği süreler düzenlenmiş bulunuyor. Buna göre;

Sigortalıların borçlanabileceği bahse konu süreler ve şartlar :

1-Ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri,

2-Er veya erbaş olarak silâh altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri,

3-Devlet memuru kapsamında olanların, personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri,

4-Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri,

5-Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal staj süreleri,

6-Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri,

7-Grev ve lokavtta geçen süreleri ve Kurumca kabul edilecek sektörel veya genel ekonomik kriz dönemlerinde işvereni tarafından ücretsiz izinli sayılanların, her yıl için 3 ayı geçmemek üzere bu süreleri,

8-Hekimlerin fahrî asistanlıkta geçen süreleri,

9-Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden ay başına kadar açıkta geçirdikleri süreler

toplu halde ödenerek yani borçlanarak hizmet kazanmak mümkün.

Uygulamada Önemli Detaylar

Önemle belirtelim ki 82.madde gereğince sigortalının kendisinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunması koşuluyla ve talep tarihinde belirlenecek günlük kazancın %32 si üzerinden hesaplanacak primlerin de borcun tebliği itibaren 1 ay içinde ödenmesi halinde bu süreler borçlandırılarak hizmete sayılıyor.

Bir ay içinde ödenmeyen borçlanma süreleri hizmete sayılmadığı gibi bu durumda yeni başvuru talebi gerekiyor.

Topluca ödeme yapılarak borçlandırılan süreler sigortalılığa eklendiğinde ve bu şekilde emekliliğe hak kazanıldığında aylık, borcun ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren bağlanıyor.

Yanlış Borçlanmalarda İade Mümkün mü?

Zaman zaman sigortalılar borçlanma bedelini gereksiz veya yanlış olarak yatırdığında bunların iadesi hususu 5510 sayılı kanunun 41 inci maddesinde düzenlenmiş olup buna müracaat ettiğimizde de aylık bağlanmamış olması şartıyla kişinin kuruma yapacağı yazılı başvuruyla borçlanmadan vazgeçilebileceğini görüyoruz.

Sigortalı veya hak sahibinin talebi halinde iade söz konusu oluyor. Ancak hemen belirtmek gerek ki kısmi iade olmuyor. Kanuna göre ödenen borçlanma tutarının tamamı faiz uygulanmaksızın iade ediliyor.