Ücretin İspatı ve Ücret Zammında Temel Esaslar

23 Mayıs 2020

İş sözleşmesi temelde iki unsura dayanıyor. Bunlardan birisi işverence verilen işin yapılması olup buna mukabil ücret de ikinci unsuru teşkil ediyor.

Ücret unsurunu ise işçi ve işveren iş sözleşmesi ile belirliyor.

İş sözleşmesinde ücret artışına dair bir hüküm bulunmuyorsa işçi işvereni ücret artışına zorlayamıyor.

Bir başka deyişle işveren ücret artış istemini reddediyor diye işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshedemiyor ve buna bağlı olarak da kıdem tazminatı alma hakkına sahip olamıyor.

Ancak bununla aynı anlama gelmemekle birlikte şayet aynı işi yapan işçilerin ücretlerinde artış yapılıyorken yapılan artış işçinin ücretine yansıtılmıyorsa haklı nedenle fesih veya kıdem tazminatı yerine ayrımcılık tazminatı talep edilebiliyor.

Ayrımcılık Tazminatı

Ayrımcılık tazminatı, aynı işi yapan işçilere eşit davranmak zorunda olan işverenin cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapması halinde işçiye 4 ay kadar ücreti tazminat olarak ödemesi gerekiyor.

Şayet işçiler farklı işler yapıyorsa ücret de farklı olabileceğinden burada ayrımcılık tazminatının doğmayacağı ifade edilebilir.

Her halükarda mevcut sistemde asgari ücret önemli bir fonksiyon görüyor.

Zira asgari ücretin altında işçinin çalıştırılması halinde idari para cezası öngörülüyor.

Ayrıca asgari ücret düzeyinin altında çalışan işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebildiği gibi buna bağlı olarak kıdem tazminatı alma hakına da sahip oluyor.

Ücret alacağının varlığını işçinin ispat etmesi gerekiyor. Ücretin ödendiğinin ispatı ise işverenin sorumluluğunda bulunuyor.

İşveren, işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösteren imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula (bordro) vermek zorunda. (4857 sayılı İş Kanunu madde 37/1)

Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil günleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekiyor. (4857 sayılı İş Kanunu madde 37/2)

İşçinin imzasını taşıyan ücret hesap pusulası, üzerinde aksine bir kayıt içermedikçe, ücretin ödendiğinin ispat vasıtası oluyor. Bu durumda işçinin ücretinin ödenmediğini, yani ücret alacağının varlığını aynı ispat gücünde bir belge ile kanıtlaması gerekiyor.

Halil TEZEL

212-2750019

546-2750018