Sözcü Gazetesi: Genel Sağlık Sigortasında Çözüm: Sağlık Yardımı Hakkı Olmayan Sigortalı – İşverenlerin Prim Borçlarının KDV İadesi Alacaklarından Mahsubunda Gecikme Zammının Başlangıç Tarihine Dikkat

24 Ekim 2008

ÇALIŞANLARIN SÖZCÜ’SÜ


Genel Sağlık Sigortasında Çözüm: Sağlık Yardımı Hakkı Olmayan Sigortalı


 


5510 sayılı Kanunun 66 ncı maddesi 4/a sigortalısı (SSK’lı çalışan veya emekli) olsun, 4/b sigortalısı (Bağ-Kur’lu çalışan veya emekli) olsun, 4/c sigortalısı (Emekli Sandığı iştirakçisi veya emeklisi) olsun yurtdışında tedavi hakkı tanımakta.


 


Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine yurt içinde tedavisinin yapılamadığı tespit edilen kişiler için de geçici veya sürekli görevli olarak yurtdışında bulunan çalışanlar için de, gezi amacıyla yurtdışına giden GSS’liler için de geçerli bulunuyor.


 


SGK’nın çıkardığı Genel Sağlık Sigortası Yönetmeliği de 45 inci maddesinde ile Genel Sağlık Sigortalısının yurt dışı tedavi hakkını düzenliyor.


 


Ancak ne oluyorsa SGK 2008/87 sayılı Genelgesinde 4/b ve 4/c sigortalısı olarak kendilerine aylık ya da gelir bağlananlarla bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, 2008 yılı Ekim ayı başından önce 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı kanunlara göre aylık veya gelir alanlarla bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kısa vadeli sigorta hükümlerini de içeren akit ülkeye turistik veya eğitim amacıyla gitmeleri halinde sağlık yardımı formüleri düzenlenmeyeceğini belirtiyor.


 


SGK çıkardığı Genelgelerin Kanuna ve Yönetmeliğe aykırı olmasıyla da yetinmiyor. Genelgelerini de birbiriyle çeliştiriyor.


 


Tedavi ve sağlık yardımından yararlanma hakkı olmayan GSS’li


2008/86 sayılı Genelgesinde “Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4/a sigortalılığı kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılacaklar” diyen SGK hemen bir sonraki 2008/87 sayılı Genelgesinde;


 “Sözleşmesiz bir ülkede çalışanların bulundukları ülkede maruz kaldıkları sağlık yardımlarına ilişkin işlemler ile bu 4/b ve 4/c sigortalılarının, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı kanunlara göre aylık veya gelir alanların ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmeli olsun veya olmasın herhangi bir ülkede bulundukları esnada maruz kaldıkları sağlık yardımı işlemleri sosyal güvenlik sözleşme hükümleri kapsamı dışında kaldığından, bu işlemler kesinlikle Yurtdışı İşlemleri Servislerince yürütülmeyecektir” diyerek ağızları açık bırakıyor.


 


Sağlığın primi var tedavisi yok


SGK bir uygulamasıyla daha böylece ağızları açık bırakıyor. Düşünün ki yurtdışında bir Türk işveren yanında çalışıyorsunuz ve iş kazası meslek hastalığı, hastalık primleriniz İşvereninizce muntazaman ödeniyor, ama hastalandığınızda çalıştığınız mahalde tedavi olma hakkınız yok.


 


Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelerde kısa vadeli sigorta primlerini, hastalık, iş kazası meslek hastalığı primlerini zorunlu olarak al, ama çalışmakta olduğu yerde tedavi hakkı tanıma! Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! İşçi olarak yurtdışında SG sözleşmesi imzalanmamış bir ülkede Türk işverence çalıştırılan işçi hastalanırsa ya cebinden veya işverenince tedavi ettirilecek veyahut tedavi olmak amacıyla Türkiye’ye gelecek.


 


Sorma ver parası


O zaman sözleşmesiz ülkelerde işçi çalıştıran işverenlerin kısa vadeli prim ödeme zorunluluğu ne anlama geliyor? Sorma ver parası mı oluyor?


 


Kendi çıkardığı yönetmeliğe aykırı Genelge çıkartan SGK kendi Kanununu adeta kaale almadığını gösteriyor.


 


Bahse konu Genelge sonucu 4/b (Bağ-Kur) sigortalıları ve çalışanları ile 4/c (Emekli Sandığı) emeklileri ve bakmakla yükümlü oldukları aile bireyleri yurtdışına gitmeleri durumunda sağlık yardımından yararlanamayacaklar.


 


Bu ilk, son olsun


Anlaşılan SGK sağlıktaki dönüşüm sonrası katlanan sağlık harcamalarını kısmanın yolunu “Sağlık yardımı alma hakkı olmayan” genel sağlık sigortalısı icat ederek bulmak amacında gözüküyor. Umarız sözleşmesiz ülkelerde çalıştırılan işçiler bu işin öncü prototipi olmasın.



İŞVERENLER İÇİN ÇALIŞMA HAYATI


İşverenlerin Prim Borçlarının KDV İadesi Alacaklarından Mahsubunda Gecikme Zammının Başlangıç Tarihine Dikkat


 


Gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa ve gerekse 5510 sayılı SSGSS Yasasına göre prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle de ödenebilmesi mümkün bulunuyor.


Bu takdirde katma değer vergisi iade hakkı sahibi kendisinin prim borçları için mahsup edilebileceği gibi, mal veya hizmet satın aldığı veya iştirak veya ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu işverenlerin prim borçları için de mahsuplaşma talebi yapılabiliyor.


 


Bu işverenlerin mahsup talebinde bulundukları ayda muaccel olan prim borçlarının ödeme sürelerini izleyen onbeş gün içinde mahsup suretiyle ödenmesi halinde, yasal süresi içinde ödendiği kabul ediliyor.


 


Örneğin 01.12.2008 – 31.12.2008 ayı primlerini 31.01.2009 tarihine kadar ödemesi gereken işveren bu prim borcunun KDV iadesi alacaklarından mahsubunu talep ederse söz konusu sigorta primine denk gelecek iade tutarının, ilgili vergi dairesince 15.02.2009 tarihine kadar (bu tarih dahil) Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılması halinde, bahse konu aya ait primler yasal süresi içinde ödenmiş kabul edilecek. Onbeşinci günün resmi tatile rastlaması ve bu nedenle prim borçlarının onbeşinci günü takip eden ilk iş günü içinde mahsup edilmesi halinde de yine primler yasal süresi içinde ödenmiş kabul edilecek.


 


Ancak prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesi talebinde bulunulduğu halde süresinde mahsup edilemeyen prim borçları için primler için yasal son ödeme tarihini izleyen günden başlanarak gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanacak.


 


Keza mahsup edilen tutarın prim borcunun tamamını karşılamaması durumunda, mahsup edilen kısım yasal süresi içinde ödenmiş sayılacak, buna karşın ödenmemiş kısmı, 15 günlük süre dikkate alınmaksızın, yasal ödeme süresinin sona erdiği tarihten ödemenin yapılacağı tarihe kadar gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle ödenecek. Örneğin Aralık 1000 YTL tutan 2008 ayı prim borçları için 800 YTL lik KDV İadesi alacağından mahsup isteyen işverenin 800 YTL’si 15.02.2008 tarihinde mahsup edilebilse de eksik kalan 200 YTL’si için gecikme zammının başlangıç tarihi 31.01.2009 tarihi olacak.


 


Bahse konu uygulama kamu işyerlerini de kapsıyor.